Yaşlanmanın etkisiyle birlikte gelişen eklem kireçlenmesi, bireylerin yaşam standartlarını olumsuz etkileyebiliyor. Günlük hayatta yürümek, merdiven kullanmak gibi basit aktiviteleri dahi zorlaştırabilen bu hastalığa karşı diz ve kalça protezi ameliyatları büyük öneme sahip.
Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nizamettin Koçkara, kalça ve diz protezi ameliyatları hakkında bilgi vererek, bu cerrahi işlemlerin doğru hasta seçimi ve uygun cerrahi tekniklerle gerçekleştirildiğinde, hastaların ağrılarını azalttığını, hareket kabiliyetlerini artırdığını ve yaşam kalitelerini belirgin şekilde iyileştirdiğini ifade etti.
Prof. Dr. Koçkara, “Diz ve kalça protezi ameliyatları, hasar görmüş ya da aşınmış eklem yüzeylerinin yüksek teknoloji kullanılarak üretilmiş özel metal protezlerle değiştirilmesi işlemidir. Bu cerrahiler genellikle şiddetli ağrı ve hareket kısıtlılığı yaşayan hastalara önerilmektedir,” açıklamasında bulundu.
Ameliyat önerilen durumlar arasında, kalça ekleminde kireçlenme, romatoid artrit, avasküler nekroz veya kemik kırığı sonrası gelişen sorunlar yer alıyor. Diz ekleminde ise benzer şekilde kireçlenme, romatoid artrit ve travmaya bağlı hasarlar göz önünde bulundurulmakta.
Ameliyat öncesindeki süreçte, hastalar kapsamlı bir değerlendirmeden geçiriliyor. Bu aşamada tıbbi öykü alınıyor, fiziksel muayeneler yapılıyor ve gerekli tetkikler, röntgen, MR, BT gibi görüntüleme testleri ile kan testleri, eklemin durumu ve genel sağlık hakkında bilgi sağlamak için kullanılıyor. Ameliyat kararı ise hastanın yaşı, genel sağlık durumu ve eklemdeki hasarın ciddiyeti gibi unsurlara dayanarak veriliyor.
Prof. Dr. Koçkara, ameliyatın genellikle belden uyuşturma yöntemiyle yapıldığını ve hasar gören eklem parçalarının çıkarılarak yerlerine protezlerin takıldığını belirtti. Kalça protezinde, uyluk kemiğine bir protez kolu yerleştirilirken, diz protezinde ise üst kaval ve uyluk kemiği uçlarının kesilip protezlerle kaplanmasını içeriyor. Ameliyatın süresi genelde 1-1,5 saat arasında değişiyor.
Ameliyatın ardından hastalar birkaç gün hastanede gözlem altında kalıyor; bu süreçte ağrı yönetimi, yara bakımı ve fizik tedavi uygulanıyor. Fizik tedavi, hastaların hareket yeteneklerini yeniden kazanmalarına ve kaslarını güçlendirmelerine yardımcı olmakta. Hastalar, operasyon sonrası birkaç hafta içinde günlük yaşamlarına dönebilirken, tam iyileşme birkaç ay sürebilmektedir. Ameliyat sonrası dönemde düzenli kontrollerin yapılması ve doktor tavsiyelerine uyulması oldukça önemlidir.
Her cerrahi girişimde olduğu gibi, bu ameliyatların da bazı riskleri mevcut. Enfeksiyon, kan pıhtılaşması ya da sinir hasarı gibi komplikasyonlar yaşanabilse de, modern cerrahi teknikler sayesinde riskler asgariye indirilmektedir. Enfeksiyon riskini azaltmak için hastaların hijyen kurallarına dikkat etmesi ve doktor önerilerine uyması gerekmektedir.
Ameliyat sonrası tutum da büyük önem taşımaktadır. Hastaların doktor önerilerine uyarak düzenli egzersiz yapması, sağlıklı beslenmesi, kilo kontrolüne dikkat etmesi ve düşmelerden kaçınması iyileşme sürecini hızlandırmakta. Ayrıca, protezli eklemi zorlamamak ve doktorun önerdiği hareketleri takip etmek de hayati öneme sahip. Uzun süre ayakta kalma, ağır kaldırma ve ani hareketlerden kaçınmak önerilmektedir.
Sonuç olarak, total kalça ve diz protezi ameliyatları yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilen etkili bir yöntemdir. Ancak, en uygun tedavi seçeneğini belirlemek için bir ortopedi uzmanına danışılması gerektiği vurgulanmaktadır. Uygun hasta seçimi ve doğru cerrahi tekniklerle gerçekleştirilen bu ameliyatlar, hastaların ağrılarının azaltılması, hareket kabiliyetlerinin artırılması ve yaşam kalitelerinin iyileştirilmesi için başarılı bir yol sunmaktadır.