Sercan Morcu, Çocukluk Tutkusunu Antikacılığa Dönüştürdü

Zonguldak’ın Ereğli bölgesinde yaşayan 36 yaşındaki Sercan Morcu, çocukluk döneminde babasından aldığı antikacılık sevgisini profesyonel bir kariyere dönüştürdü. Morcu, Karadeniz Ereğli’de çocukken babasının ilgisini sürdürdüğü antikacılık serüvenine ilham alarak, zamanla kendi koleksiyonlarını oluşturdu. Babası, Almanya’da uzun yıllar antikacılık yapmıştı ve 2000 yılından itibaren topladığı eserleri ticarete dönüştürerek geçmişe ait değerleri koruma ve bu kültürü gelecek nesillere aktarma hedefiyle çalışmalara başladı.

Sercan Morcu, her eşyanın ketebelediği bir hikayesinin olduğunu ve bu işi sadece ticari kazanç değil, aynı zamanda paylaşım sağlama aracı olarak görmekte olduğuna dikkat çekti.

“Babamdan bulaşan antika aşkı” diyen Morcu, babasının 1970-2000 yılları arasında antikacılık yaptığını ve onun tutkusunun kendisine geçişini aktardı. “2000 yılında yurt dışından döndükten sonra babam antikacılığı bırakıp yalnızca koleksiyoner olarak devam etti. Bu yönüyle bizde bir antika merakı oluştu” ifadelerini kullandı.

Koleksiyonculuk hobi olarak başladıklarını, ancak zamanla yer darlığından kaynaklanan zorluklar nedeniyle ticarete yöneldiklerini dile getiren Morcu: “Zamanla hem kendi hatıralarımızı biriktirmek hem de bu objeleri sevenlerle paylaşmak amacıyla ticarete adım attık” açıklamasında bulundu.

Antikaların sadece eşyalar değil, aynı zamanda yaşanmışlıklarla dolu bir geçmiş taşıdığını belirten Morcu, bu felsefesinin derinliğini ise şu sözlerle ifade etti: “Biz her zaman objelerin soyut değerlerine, geçmişlerine odaklanıyoruz. Bazıları eski eşyaların değerini sorgulayabilir, ancak her antikanın kendine ait bir sanatından, emeğinden ve yaşanmış deneyimlerden geldiğini unutmamak gerekir.”

Savaş tarihine ait eşyalar üzerinde ayrıca durduklarını belirten Sercan Morcu: “Çanakkale’den kalan bazı parçalar yalnızca maddi değil, tarihi bağlamda da büyük öneme sahip. Bu ürünler, tarihi mücadelelerin birer hatırlatıcısıdır” dedi.

Kendi ailelerinden kalma özel bir otomobilin de antikalar arasında yer aldığını anlatan Morcu: “Bu araç babaannemin çocukluğundan itibaren ailemizde olan bir nostalji aracı. Onu asla satmamayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.

Manevi değeri yüksek radyoların da kendisinde ayrı bir yeri olduğunu dile getiren Morcu, “Radyolar geçmişin ses kayıtlarıdır. O anlarda güzel haberler ve yaşanan olaylar dinleniyordu. Bu nedenle radyolar, bizler için yalnızca maddi değil, manevi bir değere sahiptir” şeklinde konuştu.

Piyasada bulunan antikaların dışında evlerde gizli kalmış ve kaybolma tehlikesi taşıyan parçaları kurtarma çabasında olduklarını vurgulayan Morcu: “Gün yüzüne çıkmamış ürünlere yönelmeyi hedefliyoruz; çünkü her bir ürün, geri dönüşümden kaçınılması gereken bir değer taşır” dedi.

Ayrıca, 8 yaşındaki oğlu Sercan’ın da bu alanda yetişmesi için çaba harcadığını belirten Morcu: “Oğlumun dört ayrı koleksiyonu var ve onu iyi bir koleksiyoner olma yolunda desteklemeye çalışıyoruz. Geçmişe olan bu tutkumuzu ve bilgimizi onunla paylaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

Belli başlı nesneleri için güçlü bir bağlılık hissettiğini vurgulayan Morcu: “Geçim kaygısı nedeniyle bazı ürünleri elden çıkarmalı olsam da, onları öncelikle inceliyorum ve geçmişlerini araştırarak o duygusal bağı geliştiriyorum” diyerek yaşadığı antikacılık macerasını anlattı.

Yorum yapın