Diyarbakır Memorial Hastanesi Dicle Şubesi’nde çocuk sağlığı alanında uzman olan Prof. Dr. Mustafa Taşkesen, domuz gribi vakalarının aralık ayının başında başlayıp ocak ayında zirveye ulaştığını belirtti.
Prof. Dr. Taşkesen, mevsimsel grip vakalarının arttığı bu dönemde çocuklu ailelere önemli uyarılarda bulundu. Havaların soğumasıyla birlikte ortaya çıkan mevsimsel grip, halk arasında domuz gribi olarak biliniyor. Bu durumun özellikle aralık ayının başından itibaren etkili olduğunu ifade eden Taşkesen, nezle ve grip arasındaki farklara dikkat çekti. Nezlenin genellikle burun akıntısı ve hapşırık gibi hafif belirtilerle kendini gösterdiğini, gripin ise ciddi sonuçlar doğurabileceğini belirtti: “Grip, yüksek ateş, kas ağrıları ve bulantı gibi semptomlarla çok daha ağır seyrediyor ve kişiyi yatak istirahati yapmak zorunda bırakabiliyor. Bu hastalık, geçirdiğimiz koronavirüs enfeksiyonundan bile daha zorlayıcı olabiliyor” dedi.
Prof. Dr. Taşkesen, kalabalık ortamlarda maske kullanımının önemine vurgu yaptı ve gripten korunmanın iki temel yolunu açıkladı. “Birincisi aşıdır; bu aşıyı özellikle her yıl eylül ya da ekim ayında yaptırmalıyız. Aşılanmak, mevsimsel gribe karşı koruyucu etki sağlıyor. Diğeri ise hijyen kurallarına uymak ve sık kalabalık ortamlardan kaçınmaktır” ifadesini kullandı. Ayrıca, hastanelere gereksiz başvuruların artığını ve bu durumun risk taşıdığını sözlerine ekledi. Özellikle hafif ateşi olan çocukların acil servislere getirilmesinin yeni enfeksiyon kapmalarına veya hastalığın ağırlaşmasına neden olabileceğini belirtti.
Buna ek olarak, bazı risk gruplarına dikkat çekerek, “Gereksiz antibiyotik kullanımı hastalık sürecini uzatıyor. Mevsimsel grip geçiren bir bireyin antibiyotik almasının faydası yoktur,” diyerek, 6 aydan büyük tüm bireylerin her yıl aşılanabileceğine dair bilgi verdi. Prof. Dr. Taşkesen, 9 yaş altındaki çocuklar için ilk aşı şeklinde iki doz uygulamasının önemine de dikkat çekti.