Başkent Üniversitesi Dr. Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Nükleer Tıp Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Neşe Torun, sundukları nükleer tıp hizmetleri ve bu alanın sağlık üzerindeki etkisi hakkında önemli bilgiler paylaştı. Dr. Torun, “Kuruluşumuzdan beri nükleer tıp alanında görevli dört hekim ve 15 teknik ekibimizle birlikte hastalarımıza destek vermekteyiz. Radyasyonun tanı ve tedavi amaçlı kullanıldığı bu disiplin, özellikle onkoloji dahil pek çok hastalığın tespitinde kritik bir yere sahiptir,” ifadesinde bulundu.
Ayrıca, Dr. Torun, alınan tanılarda kullanılan cihazlar arasında önemli yer tutan Sintigrafi ve PET-BT (Pozitron Emisyon Tomografi) ile ilgili bilgi vererek, “PET-BT, sadece kanser tespitine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda psikiyatri, nöroloji ve enfeksiyon hastalıklarında da kullanılmaktadır. Merkezimiz, bugüne kadar 35.000’den fazla hastaya bu hizmeti sağlamıştır,” şeklinde konuştu.
RAI Tedavisinin Başarı Oranı Yüksek
Nükleer tıbba yönelik tedavi süreçlerinin de önemine dikkat çeken Dr. Torun, “RAI tedavisi, halk arasında atom tedavisi olarak bilinir; bu yöntem tiroit kanseri ve hipertiroidi tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Merkezimizde bu yöntemle şimdiye kadar 4.000’den fazla hasta tedavi edilmiştir. Tiroit ve boyun ultrasonu ile ince aspirasyon biyopsisi gibi işlemler de gerçekleştiriyoruz; bu hizmetlerimizden 100.000’in üzerinde kişi yararlanmıştır,” diye ekledi.
Prostat Kanseri ve Nöroendokrin Tümörler İçin İleri Düzey Uygulamalar
Dr. Torun, 2015 yılından bu yana özellikle hormona dirençli prostat kanseri tedavisi için geliştirilmiş LU-177 PSMA ve RA-223 tedavilerinin merkezlerinde uygulanmaya devam ettiğini belirterek, “Türkiye’de bu tedavileri en fazla sayıda uygulayan merkezlerden biriyiz ve bugüne kadar 186 hastaya LU-177 PSMA ve RA-223 tedavilerini uyguladık,” açıklamasını yaptı.
Cerrahi Öncesi Değerlendirmeler
Cerrahi süreçlerde nükleer tıbbın rolüne de değinen Dr. Torun, “Tiroit ve paratiroit cerrahisi öncesinde, hastalarımızı USG ve sintigrafi ile izliyoruz. Cerrahi alanı radyoaktif madde veya kalemle işaretleyerek, cerrahların doğru dokuya daha hızlı ulaşmalarına yardımcı oluyoruz; bu da cerrahi süreyi kısaltıyor,” dedi.
Nükleer tıbbın sağlık sistemindeki işlevinin her geçen gün arttığını vurgulayan Dr. Torun, “Nükleer tıp, hem tanı hem de tedavi aşamalarında giderek daha fazla önem kazanıyor. Özellikle kanser gibi birçok hastalığın teşhis ve tedavisinde bu alanın büyük bir payı olacağını düşünüyorum,” ifadelerini kullandı.