AK Parti Manisa Milletvekili Murat Baybatur, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bazı bürokratların gözaltına alınmasının ardından gelişen süreçte CHP ve CHP medyasının olayı çarpıttığını ifade etti. Baybatur, yaptığı açıklamada, “Sokakları terörle dolduranlara en etkili cevabı 15 Temmuz’da verdik. Bugün İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İmamoğlu’nun liderlik ettiği suç örgütüyle ilgili yürütülen yolsuzluk soruşturması devam ederken, bağımsız yargımız görevini yerine getirirken bazı kişiler, Cumhurbaşkanımızı ve partimizi hedef alıyorlar. Bu durum tamamen bir saygısızlık ve sorumluluktan kaçıştır. Mahkeme adaletli bir karar verecek, suçları tespit edilirse gereken cezayı alacak, aksi takdirde hukuk çerçevesinde aklanacaklardır” şeklinde konuştu.
Baybatur, Ekrem İmamoğlu ve bazı bürokratların gözaltına alınmasıyla birlikte sürecin CHP ve CHP’ye ait medyada çarpıtıldığını belirterek, “Aslında mesele büyük bir yolsuzluk ve suç örgütü operasyonuyla ilgilidir. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve partilileri, halkı sokağa döküp, hukuksuzluk ve diploma gibi bahanelerle meseleyi çarpıtmaya çalışarak, usulsüzlüklerin üzerini kapamaya gayret ediyorlar. İlk suç duyurusunu yapanlar CHP’li, şikayet edilenler ise yine kendileri. Ancak her zamanki gibi milletimizi yanlış bilgilendirerek, cumhurbaşkanı adayı olmanın hayalini kuran İmamoğlu’nun önünü kesmek için bu operasyonların yapıldığını savunuyorlar. Gerçekler çok farklı! İç hesaplaşmalarını gençleri sokağa çıkararak ve gerçeği çarpıtarak yönetmeye çalışıyorlar. İmamoğlu’nun henüz seçimlere uzun bir süre varken aceleyle adaylık açıklaması yapması ve şehir şehir dolaşması bunun en net örneğidir. Her şey halkın gözü önünde olurken, Cumhurbaşkanı adaylarını açıklayarak sorunları örtme çabaları, aslında partilerinin içindeki gizli hataları saklama telaşından kaynaklanıyor. Gençlerin sokağa çağrılması, polise saldırılması ve emniyet güçlerine tehditlerde bulunulması gibi tutumlar, parti içi görüşmelere gelinmemesiyle birleşince bir tutarsızlık yaratıyor. Gençlerimize kıymetli bir tavsiyemdir: Yalanlarla sizi oyalamalarına, enerjinizi aleyhlerine kullanmalarına, ayıplarına kalkan olmalarına izin vermemeliyiz. Nihayetinde kayıp milyarların ve yasadışı eylemlerin hesabını vermek, milletimizin ve bağımsız Türk yargısının vicdani, siyasi, ahlaki ve hukuki sorumluluğudur. Bu sorumluluktan kaçmak, sokağa dökülerek mümkün değildir” diye konuştu.