Osmanlı döneminden bu yana çeşitli formlarda, özellikle soğuk şerbet olarak tüketilen meyan kökü, Glycyrrhiza glabra bitkisinin köklerinden elde ediliyor. Bu köklerin lifleri kaynatılıp soğutularak hazırlanıyor ve serinletici özellikleriyle biliniyor. Ancak, aşırı tüketimi bazı sağlık sorunlarına yol açabilir. Prof. Dr. Karaköy, meyan kökünün vücudu susuz bırakmamaya yardımcı olduğunu vurgularken, fazlasının sağlığa zarar verebileceğini ifade etti.
**”Meyan kökü vücut sıvı dengesini koruyor”**
Vücudun su dengesini korumanın önemini vurgulayan Karaköy, “Meyan kökü, Osmanlı döneminden bu yana şerbet ve çay yapımında kullanılan aromatik bir bitkidir. Özellikle sıcak havalarda soğuk şerbet olarak servis edilir. Bu bitkinin kök kısmı kaynatılarak tüketiliyor. Ramazan ayında, oruç sırasında su kaybını önlemek kritik bir konudur. Yaşlılar veya tansiyon problemi olan bireylerde daha fazla su eksikliği riski bulunuyor. Bu nedenle meyan kökü şurupları, bu duruma yönelik olarak hazırlanabiliyor. İftar zamanında ve sahurda kullanıldığında, hem vücut sıvı dengesini sağlıyor, hem de bağışıklık sistemini güçlendiriyor” dedi.
**”Aşırı tüketim sağlık açısından tehlike oluşturabilir”**
Meyan kökünün antibakteriyel etkisini de dile getiren Karaköy, “Bu bitki, yüksek antibakteriyel özellikleri sayesinde özellikle Ramazan ayında iftar ve sahurda tüketilmesi faydalı bir seçenek sunuyor. Bu dönemde, sıvı ihtiyacımızın arttığı bu özel ayda, meyan kökünden hazırlanan şuruplar ve şerbetler serinletici bir alternatif oluşturabilir. Ancak, tüketim miktarına dikkat edilmesi gerekiyor. Çok sayıda rahatsızlığı olan ya da ilaç kullanan bireylerin bir doktora danışmadan bu bitkiyi tüketmemesi önemli. Meyan kökü, vücut direncini artıran ve tıbbi alanda kilometre taşı olan bir bitkidir ama bu tür aromatik bitkileri ölçülü kullanmak her zaman daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır. Aksi halde, mevcut sağlık sorunları nedeniyle kullanılan ilaçlarla etkileşime girerek olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.