Kolon kanseri, dünya genelinde önemli bir sağlık tehdidi olarak öne çıkarken, erken teşhis edilmesi durumunda tedavi edilebileceği vurgusu yapılıyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi’nde görevli Gastroenterolog Dr. Fatma Seçil Kırdök, “Düzenli sağlık kontrolleri, kolonoskopi ve dışkıda gizli kan testleri, hastalığın erken tespitini mümkün kılarak tedavi şansını artırıyor” dedi.
Dr. Kırdök, Türkiye’de en sık rastlanan kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alan kolon kanseri hakkında detaylı bilgi verdi. Hastalığın erken teşhis edilmesi durumunda tedavi sürecinin oldukça etkili olabileceğini, ayrıca zamanında müdahalenin bu durumu önleyebileceğini dile getirdi. Kolon kanserinin gelişiminde etkili olan başlıca risk faktörleri arasında ileri yaş, Crohn hastalığı, Ülseratif Kolit gibi kronik bağırsak hastalıkları, hareketsiz yaşam tarzı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, sigara ve alkol tüketimi ile obezitenin bulunduğu belirtildi.
Dr. Kırdök, kolon kanserinin erken teşhisinde kritik öneme sahip olan kolonoskopiye vurgu yaparak, “Kolon kanseri riski taşıyan bireylerin, düzenli olarak kolonoskopi ile taranmaları şart. Uluslararası sağlık kılavuzlarına göre, 45 yaşını aşan ve genel sağlık durumu iyi olan bireylerin kolonoskopi ile takip edilmesi önerilmektedir. Kolonoskopi sadece bir tarama aracı olmanın ötesinde, kanser riski taşıyan poliplerin teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi açısından da hayati öneme sahiptir. Gaitada gizli kan testi gibi yöntemler kullanılsa da, bu testlerin olumsuz sonuç vermesi, kanserin varlığını kesin olarak dışlamazken, olumlu sonuç vermesi de kesin tanı anlamına gelmez. Bu bağlamda, kolonoskopinin daha güvenilir bir seçenek olduğuna dair değerlendirmelerde bulundu.
Uzm. Dr. Kırdök, kolonoskopi sırasında tespit edilen poliplerin kolon kanseri açısından risk oluşturabileceğini belirterek, “Poliplerin çeşitli boyutları vardır ve çoğu standart kolonoskopi aracılığıyla kolaylıkla çıkarılabilir. Ancak büyük boyutlu poliplerin çıkarılması daha gelişmiş teknikler ya da cerrahi müdahale gerektirebilir. Poliplerin patolojik incelemeye gönderileceğini ve sonuçlarına göre hastaların kolonoskopik takibe alınacağını ifade etti. Kolonoskopik takip sürecinin erken tanı imkanı sağladığını ve böylece kolon kanserine yakalanma olasılığının ciddi şekilde azaldığını dile getirdi.
Aile geçmişinin kolon kanseri riskine dair önemli bir belirleyici olduğunu söyleyen Dr. Kırdök, “Birinci dereceden akrabalarında kolon kanseri hikayesi olan bireylerin, 45 yaşlarından önce kolonoskopi ile muayene edilmeleri önemlidir. Deneyimli profesyoneller tarafından uygulandığında kolonoskopi oldukça düşük komplikasyon riski taşır ve hastalar için son derece konforludur. Sedasyon altında gerçekleştirilen bu işlem sonrası hastaların uleç ortalama bir saat içerisinde evlerine dönmeleri mümkündür” şeklinde yorum yaptı.
Dr. Kırdök, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kolon kanserinden korunmadaki önemine de değinerek, “Kolon kanserinin önlenmesi için sağlıklı yaşam tarzları son derece önemlidir. Düzenli sağlık kontrolleri, kolonoskopi ve dışkıda gizli kan testleri, hastalığın erken teşhis edilmesine ve dolayısıyla tedavi imkanının artmasına yardımcı olur. Ayrıca düzenli uyku, sağlıklı beslenme, alkol ve sigaradan kaçınma, düzenli egzersiz yapma ve stres yönetimi gibi alışkanlıklar, bağışıklık sistemini güçlendirir. Sağlık sorunlarına karşı koruma sağlayan bu davranışlar, yaşam kalitesini artırmaya ve genel sağlığı korumaya yardımcı olur” ifadelerini kullandı.