Günlük yaşamda sıkça tüketilen enerji içeceklerinin kalp sağlığı için ciddi tehdit oluşturduğu vurgulandı. Özellikle sınav döneminde uzun saatler ders çalışan genç öğrenciler, ağır sporla uğraşan bireyler ve masa başında fazla zaman geçiren yetişkinlerin bu içeceklere yönelmesi, hayati riskleri beraberinde getirmekte. Kardiyoloji alanında uzmanlaşmış Dr. Akpınar, kalp rahatsızlıklarının genellikle ileri yaş hastalığı olduğunu, ancak tansiyon ve şeker gibi sağlık sorunları bulunan, ayrıca sigara içen kişilerin daha büyük risk altında olduğunu ifade etti. Ritim bozukluklarının, kalbin beklenmedik bir şekilde durmasına ve ölümle sonuçlanmasına yol açabileceğini belirten Akpınar, bu tür rahatsızlıkların çoğu zaman tespit edilemediği uyarısında bulundu.
“Beslenme alışkanlıklarının kötüleşmesi ve hareketsiz yaşam tarzının artması, damar darlıklarının daha sık görülmesine neden oldu,” diyen Akpınar, bunun da kalp krizi riskini artırdığını açıkladı. Son yıllarda gelişen teknolojiler sayesinde damar tıkanıklıklarını daha erken tespit etme imkânına sahip olunduğunu ve geleneksel yöntemlerin yerini daha modern uygulamaların aldığını ifade etti. Akpınar, “Artık genç yaşlarda daha fazla hastayı tespit edebilme şansımız var,” dedi.
Kalp krizlerinin 40’lı yaşlar itibarıyla yaygın olduğunu, ancak son zamanlarda 30’lu yaşlarda bile vakalar gözlemlendiğini belirten Prof. Dr. Akpınar, spor yapan bireylerin ve aile geçmişinde ani kalp ölümleri bulunanların mutlaka kalp muayenesinden geçmesi gerektiğini vurguladı. Ritim bozukluklarının standart muayene ile tespit edilemeyeceğini, EKG ve ekokardiyografi gibi testlerin gerekliliğini sözlerine ekledi.