Ege Üniversitesi’nden Yenilikçi Kenevir Lif Havuzlama Tekniği Tescillendi

Ege Üniversitesi’nin akademik kadrosu, gerçekleştirdikleri projelerle bilim camiasına önemli katkılarda bulunmaya devam ediyor. Farklı disiplinlere sahip uzmanların bir arada çalıştığı Ege Üniversitesi, tekstil sektöründe üretim verimliliğini artırmak amacıyla yenilikçi projeler ve buluşlar geliştirmeyi başarıyor.

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Tekstil Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Ayşegül Körlü liderliğinde yürütülen “Kenevir Bitkisinden Tekstil Lifi Eldesinde Mikrobiyolojik Havuzlama Yöntemi” adlı TÜBİTAK 1001 projesi, Prof. Dr. Pınar Çelik ve Dr. Aslı Şahiner Danışkan’ın da katkılarıyla önemli bir başarıya imza attı. Bu projede elde edilen mikrobiyolojik havuzlama tekniğinin patenti, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından onaylandı. Proje, kenevir bitkisinden lif elde etme sürecinde geleneksel havuzlama yöntemlerinin sorunlarını çözmek amacıyla, özel olarak seçilen aerobik ve anaerobik pektinolitik suşların kullanıldığı bir mikrobiyal havuzlama yöntemi geliştirmeyi hedefliyor.

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, proje ekibini başarısından dolayı kutlayarak, “Tam akredite bir araştırma üniversitesi olarak TÜBİTAK’a sunduğumuz projelerle öne çıkmaya devam ediyoruz. Bilim ve araştırma ekosistemimiz sayesinde TÜBİTAK’a en fazla proje veren ve kabul gören üniversitelerden biri olduk. Kenevir bitkisinden lif elde etmek için geliştirilen bu yenilikçi yöntemin patentinin alınmasından dolayı hocalarımızı tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.

Prof. Dr. Ayşegül Körlü, proje ile ilgili yaptığı açıklamada, “Gümüşhacıköy-Amasya’dan temin edilen kenevir ile mikrobiyal havuzlama süreci geliştirdik. Havuzlama, bitki lifinin kolay bir şekilde elde edilebilmesi için su içinde bekletilerek kısmen çürütme işlemini ifade ediyor. Geleneksel havuzlama yöntemlerinin iklim koşullarına bağlı olarak değişkenlik göstermesi, lif kalitesinin ve veriminin kontrolünü zor hale getiriyor. Geliştirdiğimiz teknik ile bu süreci kontrol altına almayı başardık, böylece uygulama süresini kısaltmanın yanı sıra lif kalitesini de artırarak maliyetleri düşürmeyi hedefledik” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Körlü, kenevir bitkisinin çevre dostu olduğunu vurgulayarak, “Kenevir, az su tüketerek büyüyen bir bitki olarak çevre üzerindeki etkileri minimumda tutuyor. Doğal malzemelerin kullanımının teşvik edilmesi açısından kenevirin yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Projemiz, hem keneviri değerlendirmek hem de pamuk gibi iklim koşullarına bağlı kalmadan yetiştirilebilen çevre dostu malzemeleri tekstil sektöründe kullanma fırsatı sunuyor” dedi.

Kenevirin tarihi önemini yeniden kazandığını belirten Prof. Dr. Körlü, “Osmanlı döneminde halat ve urgan üretimi için kenevirin kullanıldığı bilinmektedir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında Türkiye, dünya genelinde kenevir üretiminde önemli bir yere sahipti. Ancak 1970’li yıllarda yaşanan uyuşturucu sorunları nedeniyle kenevir ekimine kısıtlamalar getirilmesi, bu değerli bitkinin üretimini büyük ölçüde sınırlandırmıştır. Günümüzde ise sürdürülebilirliğin önemi artmış durumda ve kenevirin çevre dostu malzeme ihtiyacını karşıladığı bir dönemde yeniden önem kazandığı görülüyor” diye konuştu.

Yorum yapın