Yıllardır yaban hayatla ilgilenen Doğanay Vural, Himalaya Dağları’nda 16 gün süren bir keşif gerçekleştirerek Kar Leoparı’nı görüntülemeyi başardı.
Veteriner hekim ve belgesel yapımcısı olan Vural, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan hayvanlara duyduğu ilgiyi, sosyal medya ve televizyon programları aracılığıyla geniş bir izleyici kitlesiyle paylaşıyor. Babasının “Öldürme, ölümsüzleştir” ilkesini hayat felsefesi haline getiren Vural, yaban hayatı fotoğraflarını çekerek başladığı yolculuğunda, Himalaya Dağları’nda 16 günlük bir serüven ile Kar Leoparı’nı görme şansını elde etti.
Vural, “Kar Leoparı’nın en nadir görülen hayvanlardan biri olduğu için onu bulmak oldukça zordu. Bu nedenle Himalaya Dağları’nda bir yolculuğa çıktım. Maceramız toplamda 16 gün sürdü. Himalaya’nın eteklerinde Kar Leoparı’nı araştırdık. Keşif için dürbün ve kameralar gibi çeşitli ekipmanlar kullandık ve 10. günde bu hayvana ulaşabildik. Hava sıcaklığı eksi 35 dereceydi. Ekipmanlarımızı buna göre ayarladık ama yine de sabah uyandığımızda su kaynaklarımız donuyordu. Su bulmakta zorluk yaşıyorduk ve beslenmek de oldukça sıkıntılıydı, zira yemeklerimiz donuyordu” şeklinde konuştu.
Yaşadıkları riskleri de ifade eden Vural, “5 bin 500 metrelik bir yüksekliğe çıktık. Yolculuk esnasında hem duygusal olarak zorlandık hem de oksijen azlığı nedeniyle baş ağrısı ve çarpıntı gibi sorunlarla mücadele ettik. Her zaman diyorum ki, başarmanın yarısı inanmaktır. Biz inandık ve başardık. Bu yollar oldukça tehlikeli olarak biliniyor. 90 derece eğimde olan yollarla karşılaştık. Şoförümüz, bir tapınak önünde durarak dua etti; çünkü o yola gidenlerin geri dönebildiği sayısı, geri dönemeyenlerden daha az. Neyse ki biz sağ salim dönebildik. Ne yazık ki, o yola giden yerli ekipten biri kayalıklardan düşerek hayatını kaybetti, bu da bizi derinden etkiledi” dedi.
Vural, günler süren bekleyişin ardından Kar Leoparı’nı görmenin son derece etkileyici olduğunu ifade etti: “Hayvanı görünce insanın eli ayağına dolaşıyor. Başlangıçta tepkisiz kaldım. Dürbünle bakarken, ‘Kar Leoparı mı? Gördüm galiba’ dedim. Gerçekten de renkleriyle doğayla çok iyi uyum sağlamış. Görünmesi zordu. Daha sonra bu anları sosyal medya üzerinden paylaştım, görülebilir mi diye sordum ama kimse göremedi. Paylaşacağımız videoda, o hayvanın nerede olduğunu gösterme imkanımız oldu.”
Kar Leoparlarının geçtikleri yolları hatırlayabildiklerini de vurgulayan Vural, “Bu hayvanlar, zamanla yeni nesillerine genlerini aktarabiliyor. Yani, bugün görüntülediğim Kar Leoparı, ileride tekrar orada bulunabilir. Biz de o patikaları keşfettikten sonra odaklandık” dedi.
Doğayla ilgili farkındalığın artırılması gerektiğini belirten Vural, “Bu hayvanları tanımak çok önemli. Zorlu koşullardaki yerlere gitmek zor olabilir ancak doğa ile ilgili basit sorular ve gözlemlerle merak uyandırmak mümkündür. Örneğin, yaşadığım yerde Vaşak’ın olduğunu bilmek, benim için çok etkileyiciydi ve bu yüzden yaban hayatına olan ilgim bu şekilde başladı” dedi.
Son olarak, yaban hayattan ekonomik kazanç elde edilmesinin yollarını da ele alan Vural, “Ekoturizm uygulamaları ile doğayı korumak mümkün. Örneğin, bir çobanın koyunu Kar Leoparı tarafından avlandığında, devlet tazminat ödüyor. Bu sayede hem leoparlar korunuyor hem de habitat dengesi sağlanıyor. Ülkemizde avcılık yerine yaban hayatı korunarak gelir elde edilmelidir. Veteriner hekim adaylarının bu alanda ilgisi var ancak Türkiye’de istihdamda belirsizlik mevcut; yurt dışındaki iyi örnekleri adapte ederek, yaban hayatı rehabilitasyon merkezleri kurarak yaralı hayvanları tedavi edebiliriz. Böylece hem doğaya katkıda bulunmuş oluruz hem de bu alanda yeni işler yaratabiliriz” dedi.