Uzman diş hekimi ve ağız, diş, çene cerrahı Prof. Dr. Birkan Taha Özkan, diş ağrıları nedeniyle uyku kalitesinin düşmesinin depresyon riskini artırabileceğini ifade etti. Prof. Özkan, ağız ve diş sağlığının ruhsal durum üzerindeki etkilerine dair bilimsel bulgulara dikkat çekerek, ağız diş enfeksiyonlarının psikolojik sorunlarla doğrudan ilişkili olduğunu açıkladı.
Son dönem araştırmalarına göre, kronik diş eti hastalıkları ve enfekte diş köklerinin vücutta sürekli bir inflamasyon kaynağı oluşturduğunu belirten Özkan, bu durumun bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini vurguladı. İltihaplı sitokinlerin beyne ulaşarak serotonin ve dopamin gibi mutluluk hormonlarının üretimini olumsuz etkilediğini belirtti. Özkan, periodontal hastalığı olan bireylerin depresyon ve anksiyete riskinin belirgin şekilde arttığını ifade etti.
Diş ağrılarının bireylerde işlevsellik kaybına yol açtığını anlatan Özkan, uyku düzeninin bozularak stres ve anksiyete seviyelerinin yükseldiğini belirtti. Yapılan araştırmalar, periodontal rahatsızlığı olan bireylerin depresyon belirtileri açısından sağlıklı bireylere kıyasla yüzde 70 oranında daha fazla risk taşıdığını gösteriyor. Özkan, diş enfeksiyonlarının yalnızca fiziksel değil, sosyal ve psikolojik yönden de olumsuz etkileri bulunduğuna dikkat çekti. Diş kaybı ve diğer sorunlar, bireylerin sosyal hayatında kayıplara sebep olarak depresyon ve anksiyete risklerini artırabiliyor.
Ağız sağlığının beyinle bağlantısını vurgulayan Prof. Özkan, diş enfeksiyonlarının Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarla ilişkili olduğunu belirtti. Uzun süreli ağız iltihaplarının beyinde plak oluşumunu tetikleyebileceğini ifade ederek, bu durumun hem psikolojik hem de nörolojik sorunları doğurabileceğini söyledi. Bununla birlikte, diş sağlığına dikkat edilmesinin, bu sorunların önlenmesinde önemli bir rol üstlendiğini vurguladı. Özkan, düzenli diş hekimi kontrollerinin ve sistematik tedavi yöntemlerinin, ağız sağlığını ve psikolojik durumu iyileştirebileceğini belirtti. Ağız hijyenine özenin, gün boyunca sağlıklı bir yaşam sürdürme açısından da kritik bir unsur olduğunu vurguladı.