Sağlık sorunları genellikle bir takıntı haline gelmediği sürece, insanlar çeşitli belirtilere karşı harekete geçmiyor. Ciltteki kuruma ve kaşıntı, çoğu zaman sandığımız gibi sadece çevresel faktörlerle alakalı olmayabiliyor. Bilim insanları, bu tür semptomların böbrek rahatsızlıklarıyla ilgili olabileceğini belirtiyor. Kronik böbrek hastalığı, vücutta zehirli maddelerin birikmesine sebep olarak ciltte kuruma yaratabiliyor. Eğer bu kuruma durmaksızın devam ediyorsa, sadece mevsimsel değişimler ya da beslenme noksanlıkları göz önünde bulundurulması yeterli olmayabilir.
Türk Böbrek Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Prof. Dr. Aydın Türkmen, hem kronik böbrek yetmezliği aşamasında hem de son evrede ciltteki kuruluk ve kaşıntının sıklıkla görülen problemler arasında yer aldığını ve hastaların yaklaşık yüzde otuzunun bu şikayetleri yaşadığını belirtiyor.
Böbrek hastalıklarının sinsi bir şekilde ilerlediği ve genellikle erken dönemlerde belirti vermediğine dikkat çeken Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk ise, “Cilt kuruluğu ilk bakışta basit bir sorun gibi algılanabilir, ancak bu durum vücudumuzun bir alarmı olabilir. Bu yüzden, belirtileri dikkatlice değerlendirmek önemlidir. Erken tanı, böbrek hastalıklarının seyrini durdurup genel sağlığımızı korumakta kritik bir rol oynar. Yılda en az bir kez kan testleri ve doktor muayeneleri yaptırmak, böbrek sağlığının korunması açısından büyük önem taşımaktadır” şeklinde konuştu.
Böbrek hastaları üzerindeki kaşıntı faktörleri arasında kalsiyum ve fosfor metabolizmasındaki bozulmalar, paratroid hormonun aşırı yükselmesi, kuru cilt ve terleme azlığı sıralanabileceğini ifade eden Türkmen, diyabet ve karaciğer hastalıklarının da kaşıntıya sebep olabileceğini vurguladı. Türkmen ayrıca, “Diyalize giren hastalarda yeterli etkinlikte diyaliz yapılamaması durumunda da şiddetli kaşıntı görülebilir. Böbrek hastalığına bağlı kaşıntının tedavi edilmesi için, vücutta biriken toksinlerin seviyesinin düşürülmesi gerektiği unutulmamalıdır. Kan fosfor ve parat hormon düzeyleri normal sınırlara çekilmeye çalışılmalı, eğer hasta diyalize devam ediyorsa, bu süreç en etkili şekilde yönetilmelidir. Topikal tedavi yöntemleri, nemlendiriciler ve fototerapi gibi alternatifler de kullanılabilir. Ancak ileri evre böbrek hastalığına bağlı kaşıntının en etkili tedavisi böbrek nakli gerçekleştirilmesidir” ifadelerini kullandı.