Bahar mevsiminde alerjik hastalıklara karşı dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nurhan Köksal, “Mevsimsel alerjik rinit ve astım, genelde bahar ve yaz aylarında polen gibi çevresel alerjenlere karşı bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi sonucunda gelişen solunum yolu hastalıklarıdır. Alerjik rinit, burun içinin iltihaplanması ile öne çıkarken, astım ise bronşların daralması sonucu nefes almayı zorlaştırır. Bu iki durum sıklıkla bir arada görülmekte ve hastaların yaşam standartlarını ciddi biçimde etkileyerek düşürmektedir.” şeklinde bilgi verdi.
Liv Hospital Samsun’dan Prof. Dr. Nurhan Köksal, saman nezlesi olan mevsimsel alerjik rinit hakkında bilgiler paylaştı. Polenlerin bu duruma yol açabileceğini belirten Prof. Dr. Köksal, “Mevsimsel alerjik rinit (saman nezlesi) ile astım, çoğunlukla bahar ve yaz aylarında polen gibi çevresel alerjenlerin bağışıklık sistemini aşırı şekilde tetiklemesi sonucunda oluşan solunum yolu hastalıklarıdır. Alerjik rinit, burun mukozasının iltihaplanması ile tanımlanırken, astım bronşların daralması nedeniyle nefes almakta güçlük yaratır. Bu iki durum çoğu zaman birbirini takip eder ve bireylerin yaşam kalitesini ciddi oranda etkiler.” dedi.
“Bağışıklık sistemi poleni tehdit olarak algılıyor”
Temel sebebin, bağışıklık sisteminin polen gibi çevresel alerjenleri tehdit olarak görmesi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köksal, “Polenler, bitkilerden kaynaklanan ve havada bulunan protein yapısındaki bileşenlerdir. Bu bileşenlerle karşılaşıldığında bağışıklık sistemi, histamin ve lökotrien gibi kimyasal maddeleri salgılayarak iltihabi bir tepki üretir. Polen alerjisi, ilkbahar ve yaz dönemlerinde ağaç, mera ve yabani ot polenlerinin yoğunluk kazandığı zamanlarda artış göstermektedir. Ayrıca genetik yatkınlık ile hava kirliliği ve sigara dumanı gibi çevresel koşullar da hastalığın gelişiminde etkili olmaktadır. Burun akıntısı, hapşırma, burun tıkanıklığı ve gözlerde sulanma ile kaşıntı gibi belirtiler ortaya çıkarken, astımda ise nefes darlığı, hırıltılı solunum, göğüste baskı hissi ve öksürük gibi semptomlar görülmektedir. Tanı koymak için hasta geçmişi, fiziksel muayene ve alerji testleri (deri prick testi veya kan testleriyle spesifik IgE ölçümü) uygulanır. Astım tanısı içinse solunum fonksiyon testleri (spirometri) ve bronş provokasyon testleri kullanılabilmektedir.” diye belirtti.
“Alerjenlerden kaçınılması tedavi için önemlidir”
Mevsimsel alerjik rinit ile astımın tedavisinde alerjenlerden uzak durmanın ana strateji olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köksal, “Polen düzeylerinin yükseldiği zamanlarda dışarı çıkmamak, kapı pencerelerin kapalı tutulması ve hava filtrelerinin kullanılması faydalı olacaktır. İlaç tedavisinde antihistaminikler, kortikosteroid burun spreyleri ve lökotrien reseptör antagonistleri tercih edilmektedir. Astım kontrolü için ise inhaler kortikosteroidler, bronkodilatörler ve alerjen immünoterapisi (aşı tedavisi) önerilmektedir. Şiddetli vakalar için biyolojik tedavi seçenekleri de bulunmaktadır. Bu sağlık sorunlarının yönetimi için düzenli doktor muayeneleri ve kişisel tedavi planları büyük bir önem taşımaktadır.” ifadelerini kullandı.