Baba Erhan Akıncı, çocuğunun eski eşi Gülzar Hasanova tarafından yurtdışına kaçırıldığına dair yaptığı açıklamalara, Hasanova’nın avukatı Murat Aydın tepki gösterdi. Aydın, söz konusu iddiaların asılsız olduğunu vurgulayarak, “Gülzar Hanım, mahkemenin kendisine verdiği velayet yetkisi çerçevesinde çocuğunu götürmüştür. Kaçırma durumu kesinlikle yoktur. Babanın çocukla olan iletişimi, mahkeme kararlarıyla engellenmemektedir” şeklinde konuştu.
Azerbaycan uyruklu Gülzar Hasanova, 2020 yılında Erhan Akıncı ile evlenip, 2022’de boşanma kararı aldıktan sonra 4 yaşındaki kızlarının velayetini alarak Azerbaycan’a taşındı. Bu süreçte, Akıncı, eski eşinin çocuğu yurtdışına kaçırdığına dair suç duyurusunda bulundu.
Avukat Murat Aydın, “Mahkemenin verdiği velayet hakkı dolayısıyla Gülzar Hanım çocuğunu yasal şekilde aldı. Kaçırma ifadesini kesinlikle reddediyorum. Baba, mahkeme kararları doğrultusunda çocuğu ile görüşebilir” dedi. Aydın, Hasanova’nın çocukla kayıtlı bir görüşme engeli olmadığını, Türk mahkemelerinin kendisine tanıdığı haklar çerçevesinde görüşebileceğini ifade etti.
Gülzar Hasanova ile Erhan Akıncı’nın boşanma sürecindeki birçok olayı da gündeme getiren Aydın, Hasanova’ya evlilikleri sırasında psikolojik ve fiziksel şiddet uygulandığını, Akıncı’nın gerçek mesleği konusunda yanıltıcı beyanlarda bulunduğunu öne sürdü. Ayrıca, çiftin anlaşmalı bir boşanma gerçekleştirdiklerini ve mahkemenin çocuğun velayetini anneye verdiğini ekledi.
Yurtdışına yasal yollardan pasaportla çıktıklarını belirten Aydın, Hasanova’nın Türkiye’deki yaşam koşullarından dolayı güvenli hissetmediğini, bu nedenle kendi ülkesine döndüğünü ve burada mesleğini sürdürdüğünü ifade etti. Gülzar Hanım ve kızının yayınlanan haberlere üzüldüklerini ve bu şekilde suçlanmanın kendilerini rahatsız ettiğini belirten Aydın, bu tür yanlış anlaşılmalara maruz kalınmasından duydukları rahatsızlığı dile getirdi.
Erhan Akıncı Tarafından Kamuoyuna Duyuru
10.02.2025 tarihinde müvekkil Erhan AKINCI hakkında yayınlanan ve gerçeği yansıtmayan haberlere ilişkin tarafımıza kamuoyunu doğru bilgilendirme ihtiyacı doğmuştur.
1.Müvekkilin kızı Mia AKINCI Hukuka Aykırı Şekilde yurt dışına çıkarılmıştır:
Haberde, çocuğun “mahkeme kararıyla yasal yollarla yurtdışına götürüldüğü” iddia edilmiştir. Ancak anne, hukuken geçersiz bir kimlikle, hukuka aykırı ancak resmi belgelerde yasal gibi görünen bir pasaport kullanarak çocuğu Azerbaycan’a kaçırmıştır. Ayrıca, Türk mahkemelerinin verdiği kararlarda babanın çocukla her 15 günde bir yatılı olarak ve telefonla düzenli görüşme hakkı olduğu belirtilmiştir. Ancak bu görüşmeler anne tarafından ihlal edilmekte ve çocuğun babasıyla iletişimi engellenmektedir.
2.Müvekkilim Çocuğuyla Görüşememektedir, İletişim Bilgileri Bilinçli Olarak Saklanmaktadır:
Karşı taraf her ne kadar müvekkilimin çocuğuyla iletişim kurmasına engel olmadığını iddia etmişse de anne tarafından telefon hatları kapatılmış ve müvekkilime çocuğu ile iletişim kurabileceği herhangi bir iletişim bilgisi verilmemiştir. Türk mahkemelerine ve İzmir Mağdur Destek Hizmetleri’ne herhangi bir adres veya iletişim bilgisi bildirilmemiştir. Müvekkilim kızının nerede olduğunu, nasıl ulaşacağını bilmemekte ve görüşme hakkı ihlal edilmektedir. Ayrıca, çocuğun Azerbaycan vatandaşlığına geçirildiği sonradan öğrenilmiş olup, bu konuda ne babaya ne de Türk hukukuna hiçbir bildirim yapılmamıştır. Çocuğun vatandaşlık statüsü dahi hukuka aykırı şekilde değiştirilmiş, bu süreç gizlenmiştir.
3.Anne, Daha Önce de Görüşmeleri Engellemiştir:
Anne, çocuğun İzmir’de bulunan kreşi üzerindeki etkisini kullanarak müvekkilimin görüşme haklarını sürekli olarak ihlal etmiş, baskı uygulamış ve çocuğun babasıyla buluşmasını engellemiştir. Ayrıca, işyeri beyanlarına ve ev sahibine yönelik manipülatif söylemlerle babanın güvenilirliğini sarsmaya çalışmış, çocuğun kaçırılması sürecini kolaylaştırmak adına çevresini yanıltmıştır.
4.Babanın Mesleği üzerinden Yapılan itibarsızlaştırma girişimi hukuka aykırıdır:
Haberde müvekkilin mesleğiyle ilgili küçük düşürücü ifadeler yer almaktadır. Bu durum çocuğunun kaçırılmasına karşı yürüttüğü hukuki mücadeleden bağımsız şekilde yalnızca müvekkili itibarsızlaştırma amacı taşımaktadır. Müvekkil doktorluk mesleği itibariyle aktif görev almamakta, yazılım işi ile uğraşmaktadır. Karşı tarafın müvekkilin doktor olmadığını sonradan öğrendiğine yönelik ifadeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca birisinin eşinin ne iş yaptığını bilmemesi sadece Amerikan filmlerinde geçmekte olup, Türkiye’de karşılığına rastlanmamıştır.
5.Şiddet İddiaları Gerçeği Yansıtmamaktadır ve İftiradır:
Haberde müvekkilin eski eşine şiddet uyguladığı öne sürülmüştür. Ancak bu iddiaları destekleyen hiçbir darp raporu, açılmış bir dava veya mahkeme kararı bulunmamaktadır. Daha önce alınan uzaklaştırma kararı, fiziksel şiddet gibi yalan beyanlarla çarpıtılarak kamuoyuna sunulmuştur.
Türk mahkemelerinin müvekkil lehine vermiş olduğu Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin karar açıkça ihlal edilmekte, kaçırılan çocuğun babasıyla iletişimi tamamen engellenmektedir. Müvekkil ilgili süreç içerisinde defalarca hastaneye kaldırılmış ölümün eşiğinden dönmüştür.
Tek taraflı olarak, gerçeklere ve hukuka aykırı açıklamalara itibar edilmemesi gerektiğinden, tarafımızca kamuoyunu aydınlatmak amacıyla ilgili açıklamalar yapılmış olup, sürecin takipçisi olduğumuzu saygıyla kamuoyuna bildiririz.
Av. Yakup KANBEROĞLU