Türk gıda güvenliği alanında tartışmalara neden olan azodikarbonamid, hem unlu mamullerdeki kullanımı hem de yoga matlarının üretiminde yer almasıyla dikkat çekiyor. Türkiye’de bu maddenin kullanımına dayanan yasakların olmasına rağmen, başka ülkelerde kullanılmaya devam edildiğine vurgu yapan Öğretim Görevlisi Sinem Erdin, tüketicileri ithal ürünleri alırken etiket okumaları gerektiği konusunda uyarıyor. Erdin, paket üzerinde ADA kısaltması ya da E927a kodu varsa, bu maddelerden uzak durulmasını öneriyor.
Unlu mamuller ve tahıl ürünlerinde önemli bir gıda katkısı olan azodikarbonamid (E927a), beyazlatıcı özellikleriyle biliniyor. İstanbul Beykent Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Sinem Erdin, gıda katkı maddelerinin kullanımına yönelik sıkı düzenlemelerin bulunduğunu belirtti. Erdin, bu kimyasal maddelerin sağlığa zararlı dozlarının deneylerle belirlenmesi gerektiğini ve gıda ürünlerinde kalmadıklarını ifade ederek, insan metabolizmasında farklı birleşiklere dönüşebileceğini açıkladı.
Azodikarbonamid, semicarbazide dönüşerek bazı hayvan deneylerinde tümör büyütücü etkiler gösterdi. 2020 yılında Nijerya’da yapılan çalışmalar, bu maddenin hem böbrek hem de karaciğer fonksiyonlarına olumsuz etkide bulunduğunu ortaya koydu. Avrupa Gıda Güvenlik Otoritesi ve uluslararası beslenme standartları, bu maddenin kullanımını onaylamıyor.
ABD’de ise durum farklı; burada bu maddelerin sağlık riskleri ile ilgili çalışmaların, insanların günlük gıda tüketiminden daha yüksek dozlarda yapıldığı belirtiliyor. Bunun üzerine Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin (FDA) bu kimyasal bileşiğin kullanılmasına onay verdiği görülüyor. Kanada, Nijerya ve Suudi Arabistan gibi ülkelerde de bu madde serbestçe kullanılabiliyor.
Türkiye’de azodikarbonamid kullanımı yasak olmasına rağmen, ithal ürün veya fast food tüketimi yoluyla dolaylı maruz kalma riskine dikkat çeken Erdin, seyahatler sırasında dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Tüketicilerin etiket bilgilerini okuyarak azodikarbonamid içeren ürünlerden kaçınmaları önerildi.
Son olarak, sağlık riski taşıyan bu bileşenlerin varlığına rağmen, fast food tüketiminin oluşturduğu yüksek miktarda trans yağ, şeker ve tuzun daha büyük riskler barındırdığına işaret eden Erdin, bu tür ürünlerden uzak durulmasının önemini vurguladı.